11 Şubat 2012 Cumartesi

13 Yıllık Yelken 1. BÖLÜM


13 YILLIK YELKEN 1. BÖLÜM

Bir aşk temelini evvelki aşkların yaşanmışlıkları üzerine kurar. Doğru yada yanlış olan herşeyin üzerine. Evrim geçirmek için tecrübe etmelisin. Bir zorundalık olmadan uzamaz boyun. Bir zorundalık olmadan değişmez teninin rengi yada gözlerinin. Aşkın evrimi de bu tecrübelerle gerçekleşir ancak.
Öyle hayatının aşkı beklenmez. Hayatın değişiyor bir kere aşkın neden aynı kalsın? Kalıplara sokmak zorunda hissediyorsan kendini, milyonlarca kalıp döktür paraya kıyda. Biraz yaratıcılıktan kimseye zarar gelmez.
Biliyorum yapın bu. Ne kadar konuşsam boşa. Söz uçar yazı kalır dostum. Bu gün yazıyorum. Tam 13 yıl sonra okuyacağım sana.
Çok bitkindi çocuk. Kocaman bir çöp yığını gibi duruyordu duvarın kenarında. Elleri başının arasındaydı ve tüm vücudu titriyordu. Ağlayacak zannederdi dışarıdan gören biri. Öyle de olmalıydı belki. Tutsunamiler yıkmalıydı her yeri. Ama ağlamadı. Bir süre böyle kaldı. Ayaklandı sonra, elleriyle birşeyler anlatmak ister gibi hareketler yaptı. Sinirliydi. "İnanabiliyor musunuz?" diyip duruyordu sürekli. "Bunca şeyden sonra?"
Orada durmuş anı yaşayan insanlar arasında olamadım ben. "Ben sana demiştim" diyen geçmişçiler arasında da olmam beklenemezdi. Geleceğe gitmiştim çoktan. Yarındaydım. Bir miğde bulantısı ile uyanacaktı önce. Bir yoksunluk yaşayacaktı bağımlılığından ötürü. Tüm diğerleri gibi kötü yanlarını görmeksizin sevmişti onu. Kusacaktı. Ağlayacaktı. Kimse olmayacaktı yanında. Yalnızlığı için kadını suçlayıp duracaktı. Tüm bu olanları kendi sırtından başka bir yere yüklemek için önce annesiyle, kardeşiyle sonra yakın dostlarıyla paylaşacaktı. Daha sonra önüne gelen herkese bu acıyı yüklemek için derin bir istek duyacaktı içinde. Ama yorum yaptırmayacak, kimsenin konuşmasına izin vermeyecekti. Kendi kinine ortak edecek herkesi, ama intikamını yalnız hazırlayacaktı.
Bilmediği şeylerden biri asla kinlendiği kişiden intikam alamayacağıydı. İntikamı hep başka başka kadınlardan alacak ve asla yetmeyecekti bu ona. Uyuşturucuyu bırakıp alkole düşmek gibi... Bazen bu sebeple çok güzel kazanımlardan olacak, güzel aşkları yaşayamadan teğet geçecekti. Olsun. Yaşam sınırsız imkanlarla doluydu.
Milyonlarca birbirinin aynısı iri yapılı adamın hayat akışını izlerken hayal dünyamda; onu karşımda buldum. Bana bakıyordu. "Bir şişe su bile yok evde." "Onu bile almış orospu..." 
"Sakin" diyip. Çıktım evden. Bakkaldan bir su alıp geldim. Bir iki de bira tabii. 
Hayat buydu işte. Birşey bittiğinde gidip yenisini alıyordun. Aldığını kanarak iç dostum. Yanında olan senindir...
Murat IŞIK 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder