10 Şubat 2012 Cuma

İlk Adım


İLK ADIM

- Polis yolu kesmiş.
- Durma!
- Nasıl durmayayım?
- Durma işte, devam et.
- Kızım saçmalama.
- Durma dedim sana!
- Ne yapmak istiyorsun anlamadım?
- Heyecan istiyorum. Sıkıyorsun artık beni.
- Ne?
- Hiç! Bildiğin gibi yap.
Durdular. Kızın suratı asık. Çocuk kıza bakarken camı açtı.
- Belgeler lütfen.
Çocuk homurdanarak belgeleri çıkardı torpidodan. Polise uzatırken yüzüne bakmadı. Gözleri kıza kilitlenmişti. Kız ellerini kavuşturmuş polis arabasının ışıklarını izliyordu. Mavi gözlerinde şimşek gibi çakıyordu kırmızı ve mavi tonlar. 
- Derdin ne senin? 
"Anlamadım" dedi polis.
"Size demedim" dedi çocuk.
- Derdin ne dedim?
- Sigortası bitmiş, arabayı bağlamalıyım.
"Bir saniye" dedi çocuk.
Polis eğilip ne olup bittiğini anlamaya çalıştı. Kız konuşmadan oturuyordu.
- Sensin
- İn o halde. Git.
Kız şaşırmamıştı. Kapıyı açıp indi. Yağmur yağıyordu. Boynundaki eşarbı kafasına doğru attı. Topuklu ayakkabı giymiş olmasının yanlış bir tercih olduğuna ikna olmuş bir halde küçük adımlar atmaya başladı.
Çocuk şaşkındı. İneceğini tahmin etmemişti kızın. Aceleyle anahtarı aldı. 
Polis şaşkınlıkla çocuğa bakıyordu. Arabadan indi çocuk. Aceleyle bir kart çıkarıp anahtarla birlikte polise verdi. 
"Tamam" dedi. "Bağla"
Su birikintilerinin arasında bazen slalom yaparak bazen üzerinden zıplayarak kızın yanına koştu. Kolunu tuttu. Kız umarsızca durdu. Sanki çocuğun koşup geleceğinden eminmiş bir edayla süzdü onu. Gözlerini yere çevirdi sonra. Ukala bir ifade vardı yüzünde.
"Al" dedi çocuk.
Elini cebine atıp biraz para çıkardı.
"Sen para taşımazsın. Al taksiye bin çok yağıyor."
Kızın elini tutup parayı koydu içine.
Sonra kızdan da polislerden de başka bir yöne yürüyerek gözden kayboldu.
Murat IŞIK

2 yorum: