6 Şubat 2012 Pazartesi

Ne Yesek? (Aldatan Kadının Hikayesi)


NE YESEK? (Aldatan Kadının Hikayesi)

Sessizce duruyordu kadın. Suçluluk, ağır bir koku gibi sinmişti üzerine. Takati kalmamıştı, yorgundu. Eğer becerebilseydi, ağlamak isterdi. Ama daha dün, ihanetinin tam da öncesinde harcamıştı tüm gözyaşlarını. Karşısındaki adam, değişken ruh halleri arasında, dengesiz sürüşler yapıyordu. Kah ağlıyor kah öfkeleniyordu. Aşk mı deniyordu buna? Alışkanlık mı? Bir insan aşıksa mı aldatılmanın acısı ve vazgeçmenin sancısı arasında sıkışırdı, yoksa sadece; bencilce bir hisle alışkanlıklarından vazgeçememek miydi bu? Adamın elleri her hareket ettiğinde ürperiyordu. Acaba ona vuracak mıydı bu konuşmanın bir yerinde?
Tüm bu hengame içinde, hiç bir şey duymadığını fark etti. Sanki biri televizyonun sesini kısmış ve öfkeli bir adam, (ki o anda el hareketleri bir orkestra şefinin telaşlı halini andırıyordu!)  sessiz bir senfoni yönetir edası ile kollarını sallıyor ve dudaklarını oynatıyordu. Sürekli, okuduğu kitaplar geçiyordu aklından. Öyle konu ile alakalı aşk romanları da değil yalnızca. Her türden kitaplar. Yemek kitapları bile. "Yemek kitapları" diye tekrarladı içinden. Acaba "Ne yesek bu akşam?" dese aniden; konu dağılır mıydı? Yoksa şiddetli bir darbe mi hissederdi bedeninde?
Bilemedi. Susmaya devam etmek daha akılcıydı. Öyle de yaptı...

Murat IŞIK

1 yorum:

  1. e)bencilce bir hisle karşıdakinin kendine ait olduğunu düşündüğünde

    YanıtlaSil