Bir merdivenin kenarındayım hızır,
Tam orta katta!
Çıkmakta uyar şimdi,
Atlamakta...
Çok evvelden bilirim korkmayı...
Hem yüksekten;
Hem düşmekten.
Aşagı bakıp ölesim,
Yukarı bakıp yaşayasım var bu yüzden.
Murat IŞIK
31 Ağustos 2012 Cuma
Yüzüne Bakmadan
Geride dur!
Bir adım.
Belki biraz daha fazlası...
Renklerim alacalaşsın sabit bakışlarında.
Rüzgar önden essin,
Ben seni seviyorum diyeyim başka bir yöne;
Ama senin kulaklarına taşınsın sözlerim.
Böylesi daha kolay;
Yüzüne baksam zaten beceremezdim.
Bu şehrin meltemleri,
Bir işe yarasın diye umuyorum sonunda.
Hem,
Öfkelenirsen,
Sığınacak da bir manzaram olsun istiyorum.
Sahilde işeyen bir kadına bakıyorum şimdi.
Ayakta yapıyor bir erkek gibi;
Bacaklarını açmış,
Omuz hizasından geniş...
Sen olur da anlamazsan,
Ya da işine gelmezse öylesi...
Bir sidikliyi öpmek zorunda kalmaktan korkuyorum.
İyisi mi;
Reddettme beni!
Murat IŞIK
Bir adım.
Belki biraz daha fazlası...
Renklerim alacalaşsın sabit bakışlarında.
Rüzgar önden essin,
Ben seni seviyorum diyeyim başka bir yöne;
Ama senin kulaklarına taşınsın sözlerim.
Böylesi daha kolay;
Yüzüne baksam zaten beceremezdim.
Bu şehrin meltemleri,
Bir işe yarasın diye umuyorum sonunda.
Hem,
Öfkelenirsen,
Sığınacak da bir manzaram olsun istiyorum.
Sahilde işeyen bir kadına bakıyorum şimdi.
Ayakta yapıyor bir erkek gibi;
Bacaklarını açmış,
Omuz hizasından geniş...
Sen olur da anlamazsan,
Ya da işine gelmezse öylesi...
Bir sidikliyi öpmek zorunda kalmaktan korkuyorum.
İyisi mi;
Reddettme beni!
Murat IŞIK
28 Ağustos 2012 Salı
Vakit
Rengi saydam,
Yüzü şeffaf;
Mevsiminden önce bir sahil kasabası ıssızlığında.
İlk selamı gibi yabancıların,
Hani biraz donuk.
Köşe başındaki sokak köpeği gibi öksüz,
Ve bir ceylan tedirginliginde...
Çok sonraları düşmanlaşacak,
Ama henüz bakir bir tanımamışlık gibi.
Başucumda ölümümü bekler kadar da hakim hayatıma!
Dışarıdan bakan bir göze göre hain.
Çok degil!
Sana birkaç mevsim daha verdim...
Uzayın zamanına kurma saatini,
Bizim dünyamızda gun;
Benim hükmettiğim kadardır.
Ve ben kavram kargaşasında,
Onları çifter çifter yazarım.
O kadar vaktin yok anlayacağın!
Murat IŞIK
Yüzü şeffaf;
Mevsiminden önce bir sahil kasabası ıssızlığında.
İlk selamı gibi yabancıların,
Hani biraz donuk.
Köşe başındaki sokak köpeği gibi öksüz,
Ve bir ceylan tedirginliginde...
Çok sonraları düşmanlaşacak,
Ama henüz bakir bir tanımamışlık gibi.
Başucumda ölümümü bekler kadar da hakim hayatıma!
Dışarıdan bakan bir göze göre hain.
Çok degil!
Sana birkaç mevsim daha verdim...
Uzayın zamanına kurma saatini,
Bizim dünyamızda gun;
Benim hükmettiğim kadardır.
Ve ben kavram kargaşasında,
Onları çifter çifter yazarım.
O kadar vaktin yok anlayacağın!
Murat IŞIK
27 Ağustos 2012 Pazartesi
Yorum Yazıları (Gemide)
Menzilimde iyot kokusu var,
Hiçlik hissiyle esen bir rüzgar;
Gece vaktinden midir?
Simit atılacak tüm kuslar;
Çoktan uyumuşlar...
Karşı kıyıda bir yol özlemi;
İnmek,
Varmaktan bile uzak şimdi...
Murat IŞIK
22 Ağustos 2012 Çarşamba
Delilik
Özgürlük, sana normal gelen ama insanların delilik olarak gördüğü hareketleri gizlemeden yapabileceğin bir yere sahip olmaktır. Size garip gelse de bu dünyadaki en özgür insanlar akıl hastanesindeki delilerdir. En kısıtlı olanlarsa dışarıdaki deliler.
Murat IŞIK
Murat IŞIK
16 Ağustos 2012 Perşembe
Aşk
Aşk yeni doğmuş bir yıldızın çevresine yerleşen bir gezegendir.
Ve nadiren yaşamın oluşması için gerekli şartları içerir.
Murat IŞIK
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Vahşi
Yerlilerle karşı karşıyaydık. Siyaha boyanmıştı yüzleri. Ellerinde baltalar ve oklar, naralar atıyorlardı. Ne dediklerini kestiremiyorduk. Yanımdaki adam "Orospu çocukları!" dedi. "Kafa derimizi yüzmek istiyorlar." Üstü başı pisti. Kokuyordu. "Haklılardır belki" dedim. Şaşırdı. Birazda öfkeli görünüyordu. "Naif olma" dedi. "Vahşi onlar!"
"Nerelisin?" diye sordum. Okyanusun ötesinden bir ülkeden olduğunu söyledi. "Bende" dedim. "Ama onlar buranın yerlisi ve silahlarını kapıp gelen vahşiler sanki bizlermişiz gibi..."
Murat IŞIK
"Nerelisin?" diye sordum. Okyanusun ötesinden bir ülkeden olduğunu söyledi. "Bende" dedim. "Ama onlar buranın yerlisi ve silahlarını kapıp gelen vahşiler sanki bizlermişiz gibi..."
Murat IŞIK
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Işığa Yürümek
Geldiğin gün,
Yılların suskunluğuna inat,
Zamanı durduracağım.
Bir sahil kenarında durup,
Güneşin batamayışını izleyeceğiz beraberce.
Dört şeritli bir yol olacak turunculuğu;
Kıpırtısız,
Denizin üzerinde...
Deliyiz ya ikimizde,
Denizin üzerinde...
Deliyiz ya ikimizde,
Şaşırmayacağız.
Normal gelecek bu bize.
Yılların suskunluğuna inat,
Gevezelik edeceğiz zaman kaygımız olmaksızın...
Sen, senden bahsedeceksin,
Ben sensizlikten.
Hüzünleneceğiz.
Siktir edeceğiz sonra geçmişi...
Hüzünleneceğiz.
Siktir edeceğiz sonra geçmişi...
Bir şişe şarabı kafaya dikeceğiz.
Sarhoş olacağız,
Şarkı söyleyeceğiz.
Sevişeceğiz.
Geldiğin gün,
Zamanı durduracağım.
Bir yol denizin üstünde.
Yürüyeceğiz kafalarımız güzel,
Yürüyeceğiz naralar atarak.
"Önümüze gelene bir tekme!"
Kimse cesaret edemeyecek tabii karşımıza dikilmeye.
Işığa yürüyeceğiz,
Ardımızda ayak izi bırakmadan...
Ardımızda ayak izi bırakmadan...
Murat IŞIK
10 Ağustos 2012 Cuma
İhtiyaç
- Oğlum aradı çocuk,
- Sonunda arayabildi demek.
- Aradı. Paraya ihtiyacım olup olmadığını sordu.
- Çok hayırsız derdin birde çocuğa.
- Hala öyle! Bir oğula ihtiyacım olup olmadığını sormak gelmedi bile aklına...
Murat IŞIK
- Sonunda arayabildi demek.
- Aradı. Paraya ihtiyacım olup olmadığını sordu.
- Çok hayırsız derdin birde çocuğa.
- Hala öyle! Bir oğula ihtiyacım olup olmadığını sormak gelmedi bile aklına...
Murat IŞIK
9 Ağustos 2012 Perşembe
Bok (2. Bölüm)
Ben yüreğim avucumda sana koşuyordum,
Ayağım takıldı düştüm.
Elimden kaydı gitti birikmiş sevdamız;
Bir top gibi sekip,
İlk açık unutulmuş logar kapağından içeri düştü.
Ben sana bok atmadım sevgilim,
İnan bir kazaydı...
Murat IŞIK
Ayağım takıldı düştüm.
Elimden kaydı gitti birikmiş sevdamız;
Bir top gibi sekip,
İlk açık unutulmuş logar kapağından içeri düştü.
Ben sana bok atmadım sevgilim,
İnan bir kazaydı...
Murat IŞIK
8 Ağustos 2012 Çarşamba
Bok
Sana baktığımda kocaman bir bok görüyorum.
Bende sana baktığımda boka bakıp ağzı sulanan bir kadın...
Murat IŞIK
Bende sana baktığımda boka bakıp ağzı sulanan bir kadın...
Murat IŞIK
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Unutmaya İşemek
Elimi dayayıp duvara,
Bir köşe başında fütursuzca işemek...
Bütün hatırladığım bu o geceye dair.
İçimde kalan ne varsa,
Yolun kenarındaki mazgaldan;
Marmaranın sularına boşaldı gitti.
Çişimi tutmuş olsaydım,
Seni hala özleyebilirdim belkide.
Murat IŞIK
(Balıkçının Aşkı'na)
Bir köşe başında fütursuzca işemek...
Bütün hatırladığım bu o geceye dair.
İçimde kalan ne varsa,
Yolun kenarındaki mazgaldan;
Marmaranın sularına boşaldı gitti.
Çişimi tutmuş olsaydım,
Seni hala özleyebilirdim belkide.
Murat IŞIK
(Balıkçının Aşkı'na)
4 Ağustos 2012 Cumartesi
Mutlu Son
Bir kadın, sinemanın kapısına gelip; içeri girdi koşarak.
Gişeye yöneldi. Sonra satış yapan adama doğru eğilip,
"Mutlu mu filmin sonu?" dedi telaşla, biraz da sinirliydi.
Adam,
"Sinemamız dolu hanım efendi" dedi.
Kadın sinirle elini kaldırdı, gişeye vurdu.
Kadın sinirle elini kaldırdı, gişeye vurdu.
"Sikmişim sinemanı!" dedi. "Filmin sonu mutlu mu? Onu söylesene be adam!"
Adam kibarlığından ödün vermeden,
"Sinemamız dolu." dedi tekrar.
"Ne alaka be adam? Tutturmuşsun bir sinemamız dolu teranesi... Soruma cevap ver soruma!"
"Bende onu söylüyorum be kadın. Sinemamız dolu... Filmin sonu mutlu bitse; dolmazdı!"
Murat IŞIK
Murat IŞIK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)