TARABYA
Çocukluk yıllarım.
Tarabya.
O küçük hayallerin gizlendiği, kocaman ev.
Hala birileri ebeymişte, benimse saklanmak için çok az zamanım varmış gibi heyecanlanıyorum yatak odasındaki gardrobu gördüğümde.
Babamla top oynuyoruz evin içinde ve o hala yalancıktan yeniliyor bana.
Bahçedeki ceviz ağacıyla yaşıtız. Köpek kulübesinin tel örüsünden büyüğüm ama kulübenin kendisinden küçük.
Çatıdaki güvercin yuvası çoktan sıvayla kapatılmış, geriye de; tavan arasında bir tüyleri birde pislikleri kalmış.
Garajın kapısında üzerinde katmanlarca boya da olsa, altında; hala sprey boyayla yazılmış yazılarım var.
Ve hala babamın bu serseri işleri bana kondurmayıp ta, komşunun çocuklarını azarlayacağından eminim o gün olduğu kadar.
Suları yoktu bu şehrin bir zamanlar.
Banyomuzda hiç bol su ile yıkanamadığımızı hatırlıyorumda, babamın o kuyuyu açtırdığı günü ve açılış kutlamamızı daha bir gülerek anımsıyorum.
Lambirili odam, sırdaşım. İlham kaynağım.
Ahşap zemininde hala kamburu var ve sonradan eklendiği için, zamanla duvarı evin genelinden kopup; daha yatık bakıyor hale gelmiş toprağa. Ben belkide bu odayı, evden bağımsızlaştığı ve bana özelleştiği için bu kadar çok seviyorum.
Bahçemiz eskiden daha büyüktü aslında,
Sonra birileri gelip, oranın; aslında bizim olmadığını söylemişler babama.
Babam uysal adam, yarısını veriverdi onlara;
O gün de çok ağlamıştım,
Bugün hepsini vereceğini söylediğinde de, aynıyım...
Şimdi birileri gelecek;
Gardolabımı, eski güvercin yuvamı, garaj kapısına yazdıklarımı, köpek kulübesi ve tellerini, babamın atamadığı gollerini, yani beni ben yapan o çocukluk günlerimi alacak; üstüne kağıtan yapılma bir gelecek verecekler.
Murat IŞIK
Senin en sevdiğim yazılarından,daha öncede okumuştum arşivine girip,güvercinler,ceviz ağacı,ahşap ev ,çok tanıdık geliyor bana
YanıtlaSilBen ilk kez okudum. En güzel yazılardır anılardan kotarılmış olanlar(bence).Bayıldım
YanıtlaSil