11 Şubat 2012 Cumartesi

Ölümden Dönmenin Faturası


ÖLÜMDEN DÖNMENİN FATURASI

Bir süre test sonuçlarına baktı. Sonra biraz değerlendirme yaptı. Kesin emin olduğu konularda sonuçlar negatif çıkmıştı. Aklı iyice karışmış gibiydi. Nabzını ölçmek için kolunu tuttu çocuğun. Bir taraftan saatine bakıp yarım dakika boyunca saydı. Hesap yapar gibi gözlerini tavana dikti bir anlığına, sonra;
 
- Çok fazla. Dakikada yüz kırk.
 
- Heyecandandır.
 
- Ne heyecanıymış bu?
 
- Birazdan geçer.
 
- Her seferinde yaklaşık aynı çıkıyor. Üstelik Dideral' e rağmen. Bırakmalısın içkiyi. Geriye pek bir şey kalmış görünmüyor.
 
Cevap vermedi çocuk.
 
- Tutup sana alkolle etkileşime giren bir ilaç yazmak istiyorum ama...
 
- Gerçekten mi? Ne yapıyor mesela?
 
- Zehirliyor.
 
- Emin misiniz? Yani bu ilacı bana yazma konusunda?
 
- Değilim. Hoşuna gider diye korkuyorum.
 
- Yazarsanız aksatmam. "Hiçbirşeyi!!!" Gülümsedi çocuk.
 
- Yaraların nasıl?
 
- Şekilliler.
 
- Nasıl oldu biraz daha detaylı anlat?
 
- Bir dahakine anlatsam olur mu? Zaman yetmeyecek gibi...
 
- Peki. İlacın var mı?
 
- Yok. Kalmadı. Malum bu ara günde iki üç...
 
- Yazalım o halde. Sersemlik hissetmiyor musun iş yerinde?
 
- Bazen. Ama çoğu zaman normalleşiyorum.
 
- Aklındaki düşünceler uzaklaşıyor gibi bir normallik mi?
 
- Yok. Onlar kitaplıktalar da okuma isteğim yokmuş gibi daha çok.
 
İlacı yazdı doktor. Teşekkür edip elini sıktı çocuk. Kapıya kadar eşlik etti doktor ona. "Haftaya" dedi gerisini getirmedi. "Tamam" demekle yetindi çocuk.
 
Kapıdan çıktı. Asansöre binmek yerine merdivenlerden indi. Ne kadar dar ve karanlıktı. Tünelin sonundaki ışığa yürüdü. Birden adının seslenildiğini duydu. Sesin kime ait olduğunu anlamak için kafasını sese yöneltmek yerine, bu sesin sahibi olabilecek kişilerin yüzlerini geçirdi gözünün önünden slayt halinde. Sonra bir resimde durdu. Asistandı. "Efendim faturanız" Geri çıkmaya başladı merdivenlerden. Bir kahkaha attı o anda.

Her şey ölüm gibiydi. Önce bir koridordan ışığa yönelmişti. O sırada biri adını sesleniyordu ve tanıdığı insanların bir kısmı film şeridi gibi geçmişti gözlerinin önünden. "Işığa yürüyordum. Sonra hoop çektiler geri." dedi ve bir kahkaha daha. Kadın eline faturayı tutuşturdu şaşkın bir ifade ile. "Kusura bakmayın" dedi çocuk. "Geri dönmenin de bir faturası varmış" diyip bastı yeniden kahkahayı. Kadın korkarak gülümsedi. Sırf kibarlığından kapıyı suratına kapamadığını biliyordu çocuk. Yoksa kadının ilk işi tuvalete gitmek olacaktı. Yüzünden belliydi korkusu. Çocuk gülerek döndü arkasını ama bu sefer asansöre yöneldi.
 
Asansörün kapısında durdu düğmeye bastı. Aklında koridor, ışık, fatura, suretler, içkiyle etkileşen ilaç vardı. Nereye gidebilirdi düşünmek için?
 
Murat IŞIK

1 yorum: