26 Haziran 2012 Salı

Esinlenme 3. Bölüm (Mektup)

Sevgili Pedro,


Sana uzun zamandır yazamadım. Julietta bir trafik kazası geçirdi ve komaya girdi. O güzelim vücudunun gün geçtikçe eriyişini izlemek beni fazlasıyla üzdü. Kendimi lanetlenmiş gibi hissediyorum.
Diğer tüm yattığım kadınları ona feda edebileceğim hususunda dualar edip mumlar yakmama rağmen; Tanrı oralı olmadı.
Doktorlar bir hafta süresince gelip gidip durumunun stabil olduğundan bahsettiler. Bir hafta sonunda da elime bir fatura tutuşturdular.
Tanrım Pedro!
O, muhteşem bir fiziğe sahip olabilir, hatta tarihin gördüğü en iyi sevişen kadın da olabilir ama hiçbir orospu uğruna bu kadar para harcamaya değmez. Hemen gidip fişini çektim. Huzur içinde yatsın...
Beni yadırgama Pedro! Senin kadar zengin değilim...
Dualarıma cevap vermeyen Tanrı, sağ olsun; lanetini esirgemedi benden. Yolladığı adamlar, oracıkta beni yakalayıp kelepçelediler. Onlara, Juliettanın gözlerini açıpta, onu öldürmemi istediğine dair bir takım yalanlar salladım ama; yemediler tabii.
Beni götürürlerken baş hekime bakıp gülümsedim ve "O faturayı götüne sok şimdi orospu çocuğu!" diye bağırdım. Hıncımı aldığım pek söylenemez. Ama pes etmiş değilim. Bir planım var!
Mahkemede; O piçin, bana faturayı verirken; eğer ödemezsem fişi çekecekleri konusunda telkinde bulunduğunu söylemeyi planlıyorum! Sence de bu onu, benim suç ortağım yapmaz mı Pedro?


Seni durumumdan haberdar edeceğim...


Sevgilerimle






Murat IŞIK
Juan David' e


1 yorum:

  1. Ah Juan,

    Sanırım bir dahaki mektubun demir parmaklıklar arkasından olacak, neyseki gerçekten iyi bir kalp taşıdığına inanma gücüm hala mevcut yoksa Julietta'ya yaptıklarından sonra polislerden önce, seni öldürmek için orada olurdum...
    Diego'da bu belalara bir daha bulaşmaman konusunda benimle hem fikir...
    Bende geçen gün yürüyordum... Bilirsin işte her gün yürürüm... Öğleden sonra hangi saatte başlıyor tam olarak bilemiyorum.. Yani 3 öğleden sonra mıdır, öğlen mi.. Her neyse yürüyordum işte... Telefonum çaldı, ekrana bakmadan açtım. Bakmama gerek yok beni Diego'dan başkası aramaz zaten... Sen yazarsın, o da konuşur... Şehrime lütfetmiş beraber yürüyelim dedi, ikiletmedim... Buluştuğumuzda akşam olmuştu. Evet eminim saat 8, akşamdır... Sarılmak istedim ama kültablasından farksızdı kokusu, vazgeçtim... Besançon köprüsünden atlamaya kalktı aptal...Biriyle tanışmış onu anlattı durdu... Pek sevmiş, onu hiç tek başına bırakmıyormuş onunla uyuyor, onunla uyanıyormuş, bunca zaman sonra ilk kez böyle şeyler hissetmiş... Yıllarca sevgililerden fırsat bulupta yalnızlığın tadına bakamamış işte.. Yalnızlığa aşık olduğunu sanıyor, o gerçekten bir aptal...Bana sormadığı için Dieogo'ya anlatmadım, sanırım pasifloraya bağımlılığımda senin gibi bir pislik yüzünden... Her gece bir şişe pasiflora fondip... Sonrası dinginlik... Ama bir gece o dinginlik yoktu hemde iki şişe birden içmiştim, en soğuğundan... Bahçeye çıkıp bir kuyu kazdım, içine neyim varsa doldurup, üstünü kapattım...Telefonum, defterlerim, kitaplarım, neyim varsa işte... Menekşeler bile diktim üstüne... Sonra yanıma biri geldi..Yüzünü hiç görmemiştim daha önce,
    Kendine gel dedi. Kendimdeydim aslında...
    Bir zamanlar böylemiydin sen dedi...Ben hep böyleydim aslında...
    İyi biriyin dedi... Hep iyiydim aslında...
    Toparlan değiştin diyorsam değişmişsindir dediğinde anladım düşüncelerimi okuyordu bu iri yarı herif.. Sonradan hatırladım, bir kitapta görmüştüm bu adamı... Ünlü tarihçi, yazar... Ayağıma kadar gelmiş, hiç üşenmemiş... Geri eve taşıttırdı gömdüklerimi... Uyuyormuydum uyanıkmıydım hala tam bilemiyorum... Umarım uyanık değilimdir, çünkü yatakta yattığım sırada olmamışsa bunlar deliriyorum demektir...

    Juan, lütfen başın beladan kurtulduğunda uğra yanıma.. Anlatacak ve dinleyecek çok şeyim var eminim...
    Herşeyden beni haberdar etmelisin...

    Sevgiler
    Bendeniz Pedro diye biri

    YanıtlaSil